E-insan Cennetten Kovuldu

shibuya kavsagi, japonya, tokyo

Siberuzay bir hayal miydi? Gibson'un isim babalığını yaptığı bu kavram dar bir çevrede yaşayan azınlık (maalesef) için farklı bir anlama geliyor. Peki neydi o? Dick'ten, Asimov, Herbert, Sterling, Burroughs, Ballard ve diğer siberpankçılardan esinlenmiş, internetin yükünü çekmiş, bugün bize sıradan gelen bir çok uygulamanın tasarımında ve yaygınlaşmasında önemli roller üstlenmiş o azınlık için siberuzay ne demekti?

Herşeyden önce alter egonuzun, bastırılmış benliğinizin, gerçek sizin ortaya çıkacağı, sınırların ve kısıtların olmadığı bir elektron bulamacında yüzdüğü, olamadığınızı olduğunuz ve kendinizi aştığınız bir yerdi. Sorumluluk yoktu, bu yüzden baskı da yoktu. Sizi aşağılık duygusuna mahkum eden (haklı ya da haksız, yerli ya da yersiz), yetersiz hissettiren düşüncelerin içinde barınamadığı, oksijensiz kaldığı devasa bir okyanustu, adeta bir e-über-idea.

Üniversitelerin koridorlarında doğmuş olan bu entellektüel deney cini birgün lambasından kaçtı ve yaşları küçük ama idealleri büyük yeni yetmelere ulaştı: Çevirmeli modemlerle birlikte BBS'lerin çağı başlamıştı. Zekaları nedeniyle toplumdan soyutlanan bu veletler düşünülmeyeni düşündüler, yapılmayanı yaptılar ve Mentor'un dediği gibi bazılarını bayağı korkuttular.

Derken iş dünyası interneti keşfetti: Fırsat = para. Dağıtım masraflarının olmadığı, pazarlamanın çok ucuza malolduğu bir yer gibi geldi onlara, en azından başlangıçta. Ama bilginin itibar ve güç, paylaşmanın norm olduğu bu ucubik yer onlara pahalıya patladı. Derslerini, kelimenin iki anlamıyla da aldılar: Bu garip yeri gerçek dünyaya benzetemedikleri sürece onlara ekmek yoktu; kaos, ticaret için kötüydü. Discordia öldürülmeliydi. Yasalar, kurallar, polis, zabıta, kısacası düzen olmalıydı. Bilgi gizlenmeliydi ki para getirsindi. Neyse ki müttefikleri yeterince güçlüydü: politikacılar ve din adamları. Yasalar ve yasaklar peşpeşe geldi. Anonimlik lanetlendi. Siberuzay boğulmuş, sanal tüketim dünyası doğmuştu. Hayaller, duygular, mektuplar, fotoğraflar, reklamların gıdasıydı artık.

Bütün olumsuzluklara karşın, yine de birileri bunları öngürmüştü. Varolan kural takımadalarının ücra köşelerinde sessiz gerilla hücreleri oluşturdular. Mevcut protokollerle erişilemeyen, hatta yeni işletim sistemleri gerektiren serbest şehirler: Yeni Yeryüzü: Gizli Shibuya'lar diyarı!

Tarih tekerrür ediyor ve e-insan cennetten kovuluyor. Yeni Yeryüzü ise henüz çok ilkel; düşünsenize, video bile yok. Yine de sorun değil; en azından bizler, internetin yalnızca metin (yazı) olduğu günlerde Mandy'nin resmini nokta vuruşlu yazıcılarda basıp seyretmenin hazzını yaşamış olanlar için.

Yazıya özellikle link konulmamıştır.


0 yorum :: E-insan Cennetten Kovuldu

Yorum Gönder